Şiddetsiz İletişim: Bir Yaşam Dili

26/8/2021

Şiddetsiz İletişim: Bir Yaşam Dili

Bitmemiş işleri gördüğünde

Hayal kırıklığına uğradığını söyle,

Ama beni harekete geçirmezsin

Bana ‘sorumsuz’ demekle.

Tekliflerine ‘hayır’ dediğimde

Bana incindiğini söyle,

Ama bana ‘duygusuz’ demen

Şansını arttırmayacak gelecekte.

                                           Dr. Marshall B. Rosenberg (1934-2015)

 

Dr. Marshall ne kadar güzel özetlemiş şiiri ile “Şiddetsiz İletişim” kavramını... Marshall Rosenberg, küçük yaşta şiddete maruz kalan bir ailede büyümüş. İkinci Dünya Savaşı ortamında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğinden, çocukluk yılları sokakta, okulda her alanda şiddetle karşı karşıya kalarak geçmiş. Bu sebeptendir ki, daha o yıllarda 2 önemli soru ile hayatı sorgulamaya başlamış:

· Bizi, doğamızdaki şefkatten koparan, şiddet ve sömürü odaklı davranışlara yönelten nedir?

· Bazı insanların, en zor koşullar altında bile doğalarındaki şefkate bağlı kalmalarını sağlayan şey nedir?

Marshall, şefkatli kalabilme yeteneğini etkileyen sebepler üzerine çalışırken kelimeleri kullanış şeklimizin ne kadar önemli olduğunu fark ettiğini söyler. Ve sonrasında, iletişime, hem konuşmaya hem dinlemeye yönelik özel bir yaklaşım geliştirir. Bu yaklaşım, doğamızda var olan şefkatin gelişmesini sağlayacak şekilde, bizi kendimizle ve diğer insanlarla birleştiren, böylece birbirimizle GÖNÜLDEN bir alışverişe, paylaşıma yönelten bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım ŞİDDETSİZ İLETİŞİM (Şefkat dili) olarak tanımlanır.  

Şiddetsiz iletişimin Dört Bileşeni

Şiddetsiz İletişim en temelde birbirimizle bağlantı kurmamızı hedefler. Gelin birlikte bakalım “Şiddetsiz İletişim”in temel kavramları nelermiş;

- Gözlem

- Duygular

- İhtiyaçlar

- Rica

Şiddetsiz İletişim’in iki yönü vardır:

  1. Kendimize yukardaki bu dört öğeyi içerecek şekilde ifade etmek,
  2. Dört öğe aracılığıyla karşımızdakini empati yoluyla dinlemek.

 

Gözlem

Şiddetsiz İletişim’in birinci bileşeni, gözlem ile değerlendirmeyi birbirinden ayırmayı içerir. Gözlem ile değerlendirmeyi birleştirdiğimizde, karşımızdakilerin eleştiri duyması ve söylediklerimize direnç göstermesi olasıdır.

Şiddetsiz İletişim, sabit genellemeler yapmaktan kaçınmamızı öneren bir süreç dilidir. Bizi belirli bir zaman ve bağlama özgü gözlemler yapmaya davet eder.

Örneklendirelim;

· ‘Hank Smitt kötü bir futbolcudur,’

            yerine,

· ‘Hank Smitt 20 maçtır gol atmıyor’  

                   

Uzun süredir arayıp ulaşamadığınız bir arkadaşınıza ulaştığınız an;

· Sen de bana gelince hep meşgulsün!’ 

          yerine,

· ‘ Geçen hafta seni 3 kere aradım, her aradığımda meşguldün’ daha net daha anlaşılır değil mi?

 

   Duygular

      ** Duyguları düşüncelerinizden ayırın..

Kendimizi ifade etmek için gerekli olan ikinci bileşen, duygulardır. Duygularımızı net ve somut bir şekilde tanımlamayı ve dile getirmeyi sağlayacak bir sözcük dağarcığı oluşturarak birbirimizle daha kolay bağlantı kurabiliriz. Şiddetsiz İletişim, duyguları olumlu ya da olumsuz olarak ayırmıyor. Duygulara alan açıp onları anlamaya çalışıyor. Şiddetsiz İletişim’de duyguları olumlu ya da olumsuz olarak ayırmak yerine, “ihtiyacım karşılandığında hissettiklerim” ve “ihtiyacım karşılanmadığında hissettiklerim” şeklinde ayırarak onlarla bağlantı kurmaya çalışıyoruz.

Şiddetsiz İletişim’de gerçek duygularımızı ifade eden sözcüklerle ne olduğumuza dair düşüncelerimizi tanımlayan ifadeleri birbirinden ayırt ederiz.

Örneklendirelim,

• ‘Gitarist olarak kendimi yetersiz hissediyorum.’ Burada duygularımı net olarak ifade etmek yerine gitarist olarak becerilerim hakkında değerlendirme yapıyorum.

Gerçek duygu ifadeleri,

•  ‘Bir gitarist olarak kendimle ilgili hayal kırıklığı yaşıyorum’. Ya da ‘Bir gitarist olarak kendimden yıldım’.

   Yetersiz değerlendirmesinin ardındaki gerçek duygu, ‘hayal kırıklığı, sabırsızlık, yılgınlık’ olabilir.

•  ‘Birlikte çalıştığım insanların gözünde önemsiz olduğumu hissediyorum.’

Böyle bir durumda gerçek duygumuzu anlatmak için ‘üzülüyorum’ ya da ‘cesaretim kırılıyor’ demek daha doğru olur.

•  ‘Beni sevmediğini hissediyorum.’

Burada kendi duygularımızı ifade etmek yerine, karşımızdakinin duyguları hakkındaki düşüncelerimizi ifade ediyoruz. Böyle bir durumda gerçek duygumuz, ‘üzgünüm’, ‘acı çekiyorum’ olabilir.

•  ‘Gidiyor olmana üzülüyorum.’ Gerçek bir duygu ifadesidir.

•  ‘Benim için yaptıklarından dolayı kendimi iyi hissediyorum.’

 

İhtiyaçlar

Şiddetsiz İletişim’in üçüncü bileşeni, duygularımızın ardındaki ihtiyaçlarımızın farkına varmaktır. Başkalarının söyledikleri ve yaptıkları bizim birtakım duygularımızı uyandırabilir ama asla bu duyguların nedeni değildir. Birisi bizimle olumsuz biçimde iletişim kurduğunda, verilen mesajı duyarken dört seçeneğimiz vardır;

  1. Kendimizi suçlamak,
  2. Başkalarını suçlamak,
  3. Kendi duygu ve ihtiyaçlarımızı sezmek,
  4. Diğer kişinin olumsuz mesajının ardında saklı olan duygu ve ihtiyaçları sezmek.

Başkalarıyla ilgili yargı, eleştiri, teşhis ve yorumlarımız kendi ihtiyaçlarımızın ve değerlerimizin hayata yabancılaşmış ifadeleridir. İnsanlar eleştiri duyduklarında, kendilerini savunmak ya da karşı saldırıya geçmek için enerji harcarlar. Duygularımızı ihtiyaçlarımızla ne kadar doğrudan ilişkilendirirsek karşımızdaki insanların da bize şefkatle yanıt vermeleri o kadar kolaylaşır.

Örneklendirelim;

• ‘Öyle konuştuğun zaman çok öfkeleniyorum, çünkü saygı istiyorum ve sözlerini hakaret gibi algılıyorum.’

‘Hayal kırıklığına uğradım çünkü önce yapacağını söyleyip, sonra yapmadın.’ yerine      ‘Önce yapacağını söyleyip sonra yapmayınca hayal kırıklığına uğradım. Çünkü verilen söze güvenmek istiyorum.’

 

Ricalar

Şiddetsiz İletişim’in dördüncü bileşeni, her birimizin hayatlarını zenginleştirmek için birbirimizden ne rica etmek istediğimiz sorusuyla ilgilidir. Üstü kapalı, soyut veya belirsiz cümlelerden kaçınmaya çalışır, ne istemediğimizi değil, ne istediğimizi ifade ederek olumlu eylem dilini kullanmaya çalışırız.

Şiddetsiz İletişim’in amacı isteğimiz yerine gelsin diye insanları ya da davranışları değiştirmek değildir. Ricamızı duyan kişi, ricamıza evet diyebileceği gibi hayır da diyebilir. Ricalar evet ve hayır etkisini aynı anda önemser. Amaç herkesin ihtiyaçlarını karşılayacağı dürüstlük ve empatiye dayalı ilişkiler geliştirmektir.

Örneklendirelim,

•  ‘Beni anlamanı istiyorum.’ Anlamak sözcüğü netlik içinde dile getirilmiş somut bir eylem ricası değil.

   ‘Az önce dediklerimden ne duyduğunu bana söylemeni rica ediyorum.’

•  ‘Kendine daha çok güvenmeni istiyorum.’ yerine

    ‘Bir özgüven- özdeğer eğitimine katılmanı istiyorum, çünkü bunun senin özgüvenini arttıracağına inanıyorum.’

•  ‘Arabayı hız sınırında ya da altında kullanmanı istiyorum.’ rica cümlesidir.

 

Şiddetsiz İletişim’in dört bileşeninin arasında geçişler olduğunu unutmamalıyız. Bağlantı kurmak istiyorsak;

Gözlem kurmak, bu gözlemin bendeki hayatımı nasıl etkilediğini yani duyguları fark etmek, bu duyguların bana hangi ihtiyaçlarımı hatırlattığı ile ilgili bağlantı kurup, ihtiyacın güzelliği ile eyleme geçmek yani ricada bulunmak gerekmektedir.

Eğer birisini yargılamaya başladıysam, karşılanmayan ihtiyacımı bana söylüyordur’ Marshall.

 

Kendine şefkat duyabilmek:

Şiddetsiz İletişimin belki de en önemli uygulama alanı kendine şefkat duymayı geliştirmektir. Hata yaptığımızda, kendimize yönelik ahlakçı yargılara takılmadan büyüme-gelişme alanımızı görebilmek için Şiddetsiz İletişim’in yas tutma ve kendini bağışlama süreçlerini kullanabiliriz.

Günlük yaşamımızda görev bilinciyle, dışsal ödüller için ya da suçluluk, utanç ve cezadan kaçınma gibi sebeplerden hareket etmektense, sadece kendi ihtiyaçlarımıza ve değerlerimize hizmet edecek şekilde davranmayı seçerek kendimize şefkatle yaklaşma kapasitemizi de geliştirebiliriz. Hayatta kendimizi yapmaya mecbur bıraktığımız, keyif almadığımız eylemleri gözden geçirirsek ve ‘mecburum’u ‘seçiyorum’a tercüme edersek yaşamımızda daha çok oyun tadı ve bütünlük hali bulabiliriz.

Buraya kadar Şiddetsiz İletişim’in temel kavramlarını, kendine şefkat yolu ile bu kavramları nasıl alacağını ve karşındakine nasıl vereceğinden bahsettim. Unutma Şiddetsiz İletişim, gönülden verme eylemidir.

Bu bir yolculuk Kendinin Farkında Ol… Yazımı çok sevdiğim ve yüreğime dokunan bir sözle noktalıyorum.

‘’Doğru ve yanlış kavramların ötesinde bir yer var. Seninle orada bulaşacağım.’’ (Mevlana)

Bu yolculukta derinleşmek ilerlemek istersen sana birkaç kaynak bırakıyorum…

•  Marshall, Çatışma Ortamında Barış Dili

•  Kelly Bryson, Kibar Olma Gerçek Ol

•  Şiddetsiz İletişim Kitaplığı

•  Duygular Sözlüğü

•  Sanatçının Yolu

•  Şiddetsiz Yöntemler El Kitabı

•  Zürafa Sohbetleri

•  https://www.siddetsiziletisim.com/

Bana da her zaman ulaşabilirsin. Sevgiyle şefkatle kal..