Bizim işimiz “enerjimizi dönüştürmek”

11/8/2021

Bizim işimiz “enerjimizi dönüştürmek”

Sektörünün lider firması Türk Telekom’un misyonlarının başında yeni teknolojileri takip ederek, “Herkes için erişilebilir iletişim” ilkesiyle ülkenin her yanındaki iletişimi, son teknolojiyle bütünleşmiş şekilde dönüştürmek gelir. Çok değil bundan 20 yıl önce ADSL teknolojisinin ne olduğunu bilen çok az insan var iken, şimdilerde ADSL hızları insanlara yetmiyor bile. Daha fazla hız, daha fazla data istiyoruz. Daha fazla hız, daha fazla cihaz; daha fazla cihaz ise daha fazla enerji gereksinimi demektir. Peki bu enerjiyi nereden buluyoruz?


Gelelim bu kinayeli sorunun iki boyutlu yanıtına…


İşin ilk boyutu fiziksel olan “elektrik enerjisi” boyutu.

20. yüzyılın en ünlü bilim insanlarından biri olarak kabul edilen Albert Einstein’ın çok beğendiğim bir sözü var.

Bir şeyi 6 yaşındaki bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir

Bana Türk Telekom’da ne iş yaptığımı soranlara genelde bu ilkeyi temel alarak açıklıyorum: “Hani cep telefonunuzu ya da dizüstü bilgisayarınızı şarj etmek için kullandığınız şarj aleti/adaptör var ya; işte biz de ona benzer cihazlar kullanarak iletişim sistemlerimizin enerjilerini sağlıyoruz.”

Şirketteki pozisyonumun rol tanımı, Enerji Sistemleri Ekip Lideri. Görevimiz ise iletişim sistemlerinin 7/24 kesintisiz çalışmasını sağlamak. Türk Telekom’un santralinin bulunduğu her lokasyonda sırasıyla Elektrik panosu, Doğrultucular, Aküler, Jeneratörler, Kesintisiz Güç Kaynakları (UPS) ve Regülatörlerden oluşan enerji sistemleri altyapısının işletmesini sürdürmek, gerekli bakımları yapmak.


Dağıtım şirketlerinden sağlanan elektrik ihtiyacımızı, iletişim sistemlerinde dünya standartlarında kullanılan forma dönüştürüyoruz. Daha teknik konuşmak gerekirse; şehir şebekesi olan 220 VAC (Alternatif akım) gerilim değeri az önce örneklendirdiğim adaptör gibi, Doğrultucu (Redresör-Rectifier) cihazları ile dünya standartlarında kullanılmakta olan 48 VDC (Doğru akım) gerilim değerine dönüştürülüyor.

 

Peki elektrik kesildiğinde benim internetim neden kesilmiyor?

Tıpkı cep telefonlarınızın içinde batarya/akü olduğu gibi, bizim de sistemlerimizde aküler var. Uzunca bir süre telefonunuz enerjisini bu bataryadan kullandığı gibi, bizler de sistemlerimizi aynı anda akülerden enerjilendiriyoruz. Böylece elektrik kesilse bile sistemler akülerden beslenmeye devam edebiliyor. Gerekli görüldüğü zaman da bu aküler yenileriyle değiştiriliyor. Unutmadan söylemekte fayda var, en hafif aküler 40 kilogram civarında.

 

Peki akü bitince ne oluyor?

Merak etmeyin, akülerin bitmesine izin vermiyoruz. Çünkü yaptığımız işletme bakım ve kontrollerinde gerekli görülen yerlerde jeneratörlerimiz, güneş rüzgar ve hibrit enerji sistemlerimiz mevcut.

Tüm sistemlerimiz sismik faaliyetlere ve depreme karşı da dayanıklı olacak şekilde sabitleniyor ve bu gibi durumlardan etkilenmeden çalışmaya devam ediyor.

 

Hangi enerji kaynakları kullanılıyor?

Yukarıdaki tüm sorulardan da görüleceği üzere bir iletişim sistemini ayakta tutmak için çeşit çeşit enerji kaynakları kullanılıyor.

Akü; içinde elektron ve dolayısıyla elektrik akışına izin veren özel kimyasalların bulunduğu bileşiklerdeki kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürür.

Jeneratör; petrol bazlı yakıtların motorun içindeki yanma odalarında yakılmasıyla oluşan patlamanın bir piston yardımıyla rotoru döndürmesiyle enerji üretir. Yani temelde mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürür. Önceden aynı işlem buhar makinaları ile yapılırdı.

Güneş enerji panelleri; güneşten gelen ışınlarda bulunan fotonların özel olarak üretilmiş bileşiklere çarpması sonucu, foton enerjisini elektrik enerjisine dönüştürür.

Rüzgar enerji türbinleri; jeneratöre benzer şekilde, rüzgarın pervane/kanatlara çarparak rotorun dönmesine yol açmasıyla mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürür.

İşte sizin şu an okumakta olduğunuz bu yazının internet üzerinden size ulaşmasını sağlayan iletişim cihazlarının arkasında, tüm bu enerji dönüşümleri var. 

 

Peki o kinayeli sorunun ikinci boyutu ne?

İkinci boyutu bizleriz, yani tüm bu elektriksel dönüşümün arkasındaki gizli kahramanlar. Empati duygusunu en yüksek düzeyde yaşayan, ülkenin en ücra yerinde online eğitim almaya çalışan bir öğrenciyi kendi çocuğu gibi gören, askerdeki oğluna telefon açmak için sabırla nöbetinin bitmesini bekleyen anneyi kendi annesinin yerine koyan, ya da dağ başında internet üzerinden video paylaşırken koyunlarını otlatan bir çobanı da kendi kardeşi bilen bizler.

Bizler enerjimizi sadakatimizden ve insan sevgimizden alıyoruz. Belki kimi zaman bir köydeki arızaya gittiğimiz için çocuğumuzun gösterisini kaçırıyoruz, belki kimi zaman misafirlerimizi davet edemiyoruz ve hatta belki çoğu zaman yemek yemeye bile fırsat bulamıyoruz.

Ama bizler işimizi severek yapıyor, iletişimsiz kalmadan geçen her günün ardından başımızı yastığa koyduğumuzda kalbimizdeki sevgiyi bedenimizin enerjisine dönüştürüyoruz.


Dedim ya; Bizim işimiz enerjimizi dönüştürmek.