Türk Telekom Güncel | Sayı 06

uygulanabilir ürün. Yani pazarda tutunabilecek, yeterince iyi bir ürünü çıkartma hızı çok önemli. “Gerekirse ürünü hızlı öldür, başka bir ürüne geç” mantığının olması gerekiyor. İnsanlar beğenmezse, o ürüne yatırım yapmanın anlamı kalmıyor çünkü. Bu kapsamda ”taskforce” (özel görev ekibi) mantığını yaşatmayı önemsiyoruz biz bu yapıda. bir kitleyi hedefleyen ürünler. Örneğin; TAMBU’nun yalnızca %50’si Türk Telekom’lu, %50’si diğer operatörlerden. Bu çok önemli. Mesela mesajlaşma uygulamamız LAFF’ın ilk sayılarına bakıyoruz. Yine o pazar payını kapsamış, ELEQ de keza öyle. Bizimmüşterilerimizi de aşan bir hedef kitlemiz var bu ürünlerde. Her operatör müşterisi kullanabilsin, operatör bağımsız bir ekosistem oluşturalım mantığıyla ilerliyoruz. Yeni yapılanmamızın adeta bir girişim fabrikası gibi çalışacağı belirtiliyor. Bunu biraz açabilir misiniz? Kurumsal bir şirket içinde nasıl işleyecek bu süreç? Biz buna start-up mantığı da diyoruz. Burada pazara girecek ürünlerin fikir, tasarım, geliştirme, operasyon ve gelir yönetimini uçtan uca planlayan bir yapı kurduk. Start-up mantığı derken de hızlı kararlar almayı kastediyoruz. Çünkü gerçekten bizim rakibimiz bu alanda diğer operatörler değil, aslında global teknoloji devlerinin çıkarttığı ürünler oluyor. Bu ürünler Telekom değer zincirini etkilediği için kısmen onlarla yarışıyoruz. Ve orada şu kavram var: minimum şirketimizin bu alandaki bakış açısı değişimini de gösteriyor. Günlük zamanımızın neredeyse yarısı dijital ürünlerde geçiyor. Bizim de şirket olarak burada yer almamız gerekiyor. Dolayısıyla, birimimizin kurulması bu anlamda stratejik bir karardı. Dijital ve Siber Güvenlik Ürün Geliştirme GMY’miz standartın dışında bir organizasyon yapılanmasıyla kuruldu. Bize biraz bu yeni yapıdan bahsedebilir misiniz? Organizasyonumuzun belli odak alanları var. Bu odak alanlarındaki değer zincirinde yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Mesela streaming (çevrimiçi yayıncılık) artık öne çıkan bir kategori. Artık dijital ortamda online multitasking denilen bir süreç söz konusu artık. Bunun en iyi örneği de TAMBU aslında. Yani TV veya online video izlerken aynı anda başka bir sürü online işlem de yapıyorlar. Etkileşim azalmıyor, aksine artıyor. Şimdi dünyada telekom şirketlerine baktığımızda, kullanıcıya internet bağlantısı verdiğini ama kullandığı o ürünleri vermediğini görüyoruz. Türk Telekom olarak biz, hem ülkemiz hem de bölgemizde sadece internet bağlantısı vermekle kalmıyoruz; insanlara internette oldukları süre boyunca etkileşime girdiği, dokunduğu ürünleri de veriyoruz. Ve bunu da dünya standartlarında yapıyoruz. Çünkü bugün artık kullanıcı bir dijital ürünü beğenmediğinde hemen siliyor; yani birkaç saniyede bir ürünün kullanmaya değer olup olmadığına karar veriyor. Onun için başarılı, dünya standartlarında ürün çıkartmamız gerekiyor. Dolayısıyla bu alanda bizim rakibimiz diğer operatörler değil, dünyada dijital ürünler geliştiren tüm şirketler. Dijital Servisler ve Güvenlik Ürünleri Genel Müdür Yardımcılığımız gibi tamamen bu alana tahsis edilmiş bir birim oluşturulması, aslında kapalı devre sistemleri bitti; bunların yerine açık eksenli sistemler var. Canlı yarışmamız ELEQ de bunun bir denemesiydi aslında. Biz bir telekomünikasyon şirketi olarak Türkiye’de vermemiz gereken servislerin neler olduğunu görmüş olduk. Odağımız olan 6 kategori var. Biz bu kategorilerde gerçekten hem Türkiye’deki değer zincirini etkileyecek hem de bölgemize yayılabilecek ürünlere odaklanacağız. Bunlar aslında tüm pazarı hedefleyen ürünler. Sadece Türk Telekom müşterilerimizi değil, daha geniş TÜRK TELEKOM GÜNCEL I 29 28 I TÜRK TELEKOM GÜNCEL TAMBU ve ELEQ’i de bu modelle oluşturduk. Strateji, Teknoloji, Pazarlama gibi birimlerimizden ve iştirak şirketlerimizden ilgili arkadaşlar ile taskforce kapsamında bir araya gelerek beyin jimnastiği yapıyoruz. Burada herkes proje üretiyor. Bu model sayesinde çalışan hiyerarşik yapıya değil sadece projeye odaklanabiliyor. Aynı zamanda yeteneği keşfetme imkânı sunuyor. Beyin jimnastiğine katkısı olan kişiler, ön plana çıkıyor çünkü. Fikirlerin çarpışmasını ve daha iyi fikirlerin ortaya gelmesini sağlıyor. Hiyerarşik değil de üretime dayalı bir yapı olduğu için herkes daha rahat oluyor bu da üretkenliği artırıyor. Vizyon net olursa, ürüne inanılırsa, biz burada sürdürülebilir ürünler çıkabileceğini gösterdik. Bu start-up mantığı dediğimiz şeyi burada oturtmaya çalışıyoruz. Tabii ki burada risklere de açık bir yapıyı da ima ediyor bu mantık. 10 tane ürünü deneyebilirsiniz ve bunun sadece 3’ü başarılı olabilir, 7’si ölebilir. Buna açık olmanız gerekiyor. Mesela Amazon Fire’ı çıkarttı, başarılı olmadı. Ama sonra Echo’yu çıkarttı ve çok başarılı Nurcan Yaraşır Türk Telekom olarak biz, hem ülkemiz hem de bölgemizde sadece internet bağlantısı vermekle kalmıyoruz; insanlara internette oldukları süre boyunca etkileşime girdiği, dokunduğu ürünleri de veriyoruz. Ve bunu da dünya standartlarında yapıyoruz. Röportaj DIJITAL ÜRÜNLER

RkJQdWJsaXNoZXIy NDQyNTU=