Türk Telekom Güncel | Sayı 04

Yaşam RÖPORTAJ ÇokuzunsüreTakımKaptanlığı yaptınız. TakımKaptanlığı negibi sorumluluklargetiriyor sizce? Kaptan, fiziksel,mental, teknikve taktik açıdanenüst seviyede olmak zorunda. Ki bunu taşımayahakkazansın, herkes saygı duysun. Sahadabir numara olmak zorundasın. Kaptan, güçlü, tuttuğunu koparan, azimli, hedefli vehepdaha fazlasını isteyenbiri olmalı. Günlük yaşamprogramınolacak, disiplinli olacaksın. Bugünenbüyük sorunbunun olmaması zaten. BugünTürkiye’de bunu yapançok az oyuncuvar. Kulüpyapıları da bunamaalesefmüsait değil. Birlikteoynamaktanençokkeyif aldığınızoyuncularkimlerdi? Enyakınlarım; 88yılında önümdeAykut veRıdvanhocalar, HasanveHakan Tecimer…Futbol tarihinde birlikte oynamaktanençokkeyif aldığımkişi ise RıdvanHoca’dır. Bir de farklı takımdan Sergen’le oynamakbüyükkeyifti. Rakipolarakmücadeleetmektenen keyif olduğunuzoyuncu? Benlemücadele etmeleri zordu. Kafam analitik çalışırdı çünkü. Maç içi çözüm üretirdimsürekli. Benimşanssızlığım şuydu ki 19 yıllık futbol hayatımda sürekli “Oğuz’u tut, Fener oynamasın” dendi. Sahada sürekli takip ederlerdi, birebirmarkajla benle oynayan kişi aslında beni tutmaya, oynatmamaya yönelirdi. Seni oynatmamak üzerine biri başındayken oynamak çok zordu. Ama yine de şansları yoktu. Beni bir kere iyi tutan bir oyuncu oldu o daGalatasaraylı Evren’dir. Oda Ali Sami Yen’de oynuyoruz, acayip bir yağmur var, zemin balçık, top sürmekmümkün değil. Bunların da etkisi var tabii (Gülüyor). Birlikteçalışmaktanençokkeyif aldığınız teknikdirektör? Teknik adamların hepsiyle ilişkimçok iyiydi. Holger Osieck ile çok iyi bir iletişimimiz olmuş ve başarılı bir dönem geçirmiştik. Ama birlikte çalışmaktan 62 I TÜRK TELEKOM GÜNCEL yapma isteğindenbahsetti. Bende futbolla ilgili birikimlerimi aktarabilme adınaTV’de olmamgerektiğine inanıyordum. Özgür’e çok saygı duyuyorum, aynı şekildeTürkTelekom’a da. Hepsi bütünleşti tabiri caizse. Ortam zatençok güzel. Gerçektenpek çok kanaldabulundum. AmaTivibuSpor’daki atmosfer çokbaşka. TürkTelekom’daki yöneticilerlede tanışma fırsatı buldum. Gerçektenbir aile ortamı var. BendeTürk futbolunundeğerlerini koruma vedevamettirme adına, camia ayırt etmeksizinkeyifle güncel futbolu yorumluyor, görüşlerimi paylaşıyorum ekranlarda. Futbol yorumculuğuylabirlikte taraftarla ilişkiniznasıl değişti? Değişmedi aslında, tek fark genç nesil. Benim19 yıllık futbolculuk dönemimvar ve futbolu bırakalı 18 yıl oldu bugün itibarıyla. Dolayısıyla 30 yaş üstü bizi tanıyor ama yeni jenerasyonla iletişim kurmamız gerekiyor. Tabii TRT’de ve Tivibu Spor’da ekranda olmambenim için bir avantaj oldu aslında. 15-25 yaş arası ile özellikle TV dolayısıyla bağ kurabiliyorsunuz. Bir de Adalet Kırılmanerdebaşladı peki sizce? Günümüzde çünkü futbol artıkmeslek tarafındançokpopüler vemagazinel tarafıyladaha çok gündemde sanki. Bugünmaalesef amatör ruhkayboldu. Bir oyuncuprofesyonelimdiyor ama profesyonelliğingerektirdiği sorumluluğu taşımaktançokuzak. Profesyonel aynı zamanda işinin gereklerini dört dörtlükyerine getirmesi gerekenkişidir. Fiziksel olarak enüst düzeyde, teknikve taktikyöndenenelit seviyede olacaksın, ondan sonraben profesyonelimdiyeceksin. Amabugün futbolcular sadecemaddi getiriler açısındanprofesyoneller artık. Bugünün futbolunda enbüyük sıkıntı bu. Ancakoyuncuları budeğerlerin içine sokabilmek için “antrenör takımı” olmak gerekiyor. Antrenör takımı, camiayı temsil eden kişilerinbaşkanve yönetimde yer aldığı, teknik adamlarınve yöneticilerinaynı düşüncedehareket ettiği, ortak akıl ortaya koyup, ortakdili kullanabildiği takımdır. Futbolunetik değerlerini o camia adınadoğru yaşayacaksın, odeğerler çerçevesinde bütüngüç teknik adamda olacak, tüm değerlerini taşıyankişi olacak. Takımın içinedahil olanbuoyuncubudeğerlerin içine girecek. Öyle bir değerler silsilesi yoksa işiniz zor. BunuTürkiye’de yapanvarmı?Evet var: Başakşehir. Başkanı, yönetimi ve teknikdirektörüortak akılda buluşmuşlar. Değerlerini ortaya koymuşlar. Tambir antrenör takımı. Antrenör takımlarında süreklilikve istikrar vardır. Oyuncular budeğerlerin içinde yer almak zorundadır, bunu yapmayanlar dışlanır. Ozaman sürdürülebilir başarı gelir. TivibuSpor’layolunuznasıl kesişti? Futbolun içinde biri olarak tabii TV kanallarına gidip geliyorum. NTVSpor’a gittiğimdeÖzgürBuzbaş ile tanışmıştım. Bir günbeni arayıpkafasındaki projeyi anlattı. TivibuSpor’dabirlikteprogram Engin mi Rüştü mü? Rüştü Derwall mi Piontek mi? Piontek Unutmadığınız maç? 1996, Fenerbahçe’de Perrera’nın teknik direktör, ben kaptanım. Trabzon’a karşı şampiyonluk yarışında, mutlaka kazanmamız gereken, 1-0 mağlup durumdan, biri benim diğeri Aykut’un 2 golle galip gelip şampiyon olmamız. En etkilendiğiniz stad? Şükrü Saraçoğlu stadı ve tabii şimdi Türk Telekom Arena En sevdiğiniz taraftar şarkısı? Samanyolu, Bir şarkısın sen. Taraftar coşkusu en yüksek maç? Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra Aykut Hoca’yla İstanbulspor’a gittik. İlk maç da Fenerbahçe ileydi. Stad çok kalabalıktı. Ben tabii yıllarımı verdiğimi Fenerbahçe’nin karşısında ilk kez oynayacağım için, duygusal olarak etkilendim ve ısınmaya çıkamadım. Ben takımla birlikte sahaya çıktığımda Fener taraftarları stadı inletmişti bize tezahürat yaparak. Unutulmaz bir andı benim için. Gol mü asist mi? Gol Aykut mu Rıdvan mı? Ayırmam çok zor cidden. Sarri mi? Klopp mu? Sarri Alex mi Hagi mi? Hagi 4-3-3 mü 4-4-2 mi? Günümüz futbolunda oyunu belirleyen artık oyuncular. Var olan kadroyu en etkili kullanmada 4-3-3 daha etkili bence. Şarkı söylemek mi yemek yapmak mı? Şarkı söyleyemem, yemekte de sınırlıyımdır ama eşim yemek yaparken çok iyi bir yamağım gerçekten. (Gülüyor:)) Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığının ortak bir projesine destek veriyorum. Türkiye’nin farklı şehirlerine gidiyor, ilk gün şehirdeki gençlerle bir araya geliyor seminer yapıyoruz. Sonra 10 ila18 arasındaki yaş gruplarıyla bizzat sahadamaç yapıyoruz. İkinci gün ise dezavantajlı gençlerle buluşup genç hükümlü ve tutuklulara gidiyoruz, seminer yapıyoruz. Karşılıklı maç yapıyoruz. O yaş grubuyla gittiğim her şehirde temas kurma olanağı bulmuş oluyorumbu şekilde. Gençler bu nedenle beni tanıyorlar. TV farklı jenerasyonlarla bağ kurmamaçısından büyük bir nimet tabii. Futbol yaşamınızda en unutamadığınız sezonhangisiydi? 88-89 yılı Fenerbahçe tarihinin en başarılı, en fazla puanın toplandığı, en fazla gol sayısına ulaşılan, futbol açısındanmuhteşembir seyir zevki sunan yılıydı. Benimhedefim, bireysel oynamak gol atmaktan ziyade sorumluluk duygusuyla ve kaptan olarak takımı oynatmak, forvet arkadaşlarımızı gole götürmekti. Türk futbol tarihinde en fazla asist yapan oyuncuyumdur. Benim de buna rağmen bir orta saha oyuncusu olarak o yıl 14 golümvardı. Biraz daha bireysel oynasam24 de atardımtabii. Ama rolümbunu gerektiriyordu. Biz de Aykut’u gol kralı yaptık. (Gülüyor) 38maç oynandı, şampiyonlukmaçımızı da oynadık son olarak vemaç düdüğü çaldığında bütün taraftar sahada, bütün oyuncular omuzlardaydı. Turlar atılıyor, seviniliyor. Ben soyunma odasına girmişim, şükürler olsun şeklinde bir oh çekerek tek başıma oturuyorummillet tur atarken dışarıda. Çünkü sorumluluğumu yerine getirmenin huzurunu yaşıyorumo anda. Gazetelerde de tur atanlar arasında değil bu fotoğrafımyer aldı tabii. Ama kendini biliyorsun sonuçta. Bununla birlikte yenilgilerden üzüldüğümüz tüm fotoğraflarda varımdır Kaptan olmak bunu gerektirir çünkü. Tugay Kerimoğlu Recep Çetin Rıdvan Dilmen Aykut Kocaman Metin Tekin Oğuz Çetin Abdullah Ercan Cüneyt Tanman Sergen Yalçın Gökhan Keskin Rüştü Rençber Oğuz Çetin’in Favori 11’i O mu Bu mu? Oyuncuları futbolun etik değerleri içine dahil edebilmek için “antrenör takımı” olmak gerekiyor. Antrenör takımı, camiayı temsil eden kişilerin başkan ve yönetimde yer aldığı, teknik adamların ve yöneticilerin aynı düşüncede hareket ettiği, ortak akıl ortaya koyup, ortak dili kullanabildiği takımdır. TÜRK TELEKOM GÜNCEL I 63

RkJQdWJsaXNoZXIy NDQyNTU=